"Allah'ım ümmetin suskunluğunu sana şikayet ediyorum...
Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler!
Hala kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felaketler karşısında?
Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak?"
(Şeyh Ahmet Yasin´in ümmete mektubu)
Şehid Şeyh Ahmet Yasin'in ümmete mektubuna cevap olarak, ümmetten açık adresli, 9 yürekle pullanmış,
kanla yazılmış bir mektup var. Adres: Mavi Marmara Gemisi, Gönderen: Ali Haydar Bengi, Cengiz Akyüz, Cengiz Songür,
Cevdet Kılıçlar, Çetin Topçuoğlu, Fahri Yaldız, İbrahim Bilgen, Necdet Yıldırım ve Furkanî hayata özendiren genç Furkan Doğan...
9 yürekten biri, zarfın tam ortasına pullamıştı yüreğini. Yüreğini öyle bir pullamıştı ki zarfı ikiye ayırmıştı
adeta: Hak ve Batıl olarak. Bu yürek Hak ve Batıl'ı birbirinde ayıran gence Furkan'a aitti.
Ve Furkan...
Bebekken söylediği ilk sözcük olan "Allah"ı açıkça zikrederek;
"Yunus sen bu dünyaya niye geldin, gece gündüz Hakkı zikretsin dilin."
dizesine ötelerden selam duran, seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Daha çocukken Kayseri'nin dondurucu soğuğuna rağmen namazlarını camiide eda ederken;
bir gün annesinin:" Oğlum evde kıl, dışarı karanlık!" uyarısına,
"Bir şey olmaz anne, en fazla ölürüm; ölürsem de Allah yolunda ölürüm." diye cevap vererek:
"Kim sabah akşam camiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah Teâlâ o kimseye cennetteki ikramını hazırlar." hadisine tebessüm
ederek, ötelerden cennetteki köşküne göz kırpan, seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Yazın Kuran Kursu'nda bulaşık yıkayıp, ordaki kardeşlerine hizmet etmeyi kendine vazife bilerek:
"İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın."(Maide-2) ayetini düstur edinen seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Üzerindeki bir şey beğenildiği zaman tereddüt etmeden çıkarıp vererek: “Cömert kişi Allâh'a yakın, cennete yakın, insanlara yakın
ve cehennem ateşinden uzaktır." hadisini hayatına ilmik ilmik nakşeden seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Arkadaşları yurdu bahane ederek namazdan döndüklerini söylerken, Hunat Camii'nde hatimle teravih namazı kılarak: "Ramazan ayında inanarak
ve sevabını umarak teravih namazı kılanın, günahları affolur." hadisinin ışığı kalbine saçılan seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Günümüz gençlerinin mecazi aşk, şehvet, içki, kötülük saçan zehirli şarkı sözlerini dinlediği bir devirde; buram buram Allah peygamber,
şehadet, cihad kokan ilahi, ezgi, marşları dinleyerek:
"Şarkı, oyun ve eğlence kalpte nifakı büyütür. Nasıl ki su otu büyütüyorsa. Allah'a kasem ederim ki, Kur'an ve zikir kalpte imanı büyütür,
tıpkı suyun otu büyütmesi gibi." hadisine kulak açıp, harama kulak kapayan seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Şimdikilerin laçkalaşmış aşklar için göz yaşı döktüğü, dertlendiği devirde; "Gazze, Kudüs, Aksa, mazlum ve ümmet" diye dertlenerek gemiye
binmek için İHH yetkililerine ısrarlarda bulunarak, kardeşlerine yardım eli uzatmaya doğru yola çıkarak: "Kim, hakkı sübut buluncaya kadar
mazlumla birlikte otursa, ayakların kaydığı günde Allah onun ayağını Sıratta sabit kılar." hadisini ötelerden Gazze'ye taşıyan seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Gülüşüyle, nuruyla, masum güzelliğiyle gemideki bir amcaya: "Bakmaya doyamıyorduk öyle güzel bir çocuktu ki, Hz.Yusuf'u görmediğimiz halde
Yusuf yüzlü dedikleri bu çocuk gibiler olsa." dedirterek: "İlahi, Yusuf'taki güzelliği sen vermedin mi? Benim de ruhumu güzelleştir." Duasına ötelerden el açan seçilmiş kul...
Ve Furkan...
"Gemidekilerden bazıları ne zaman döneceğiz?" diye sorduklarında;
"Siz dönmeye mi geldiniz, ben ölmeye geldim." cevabını vererek: "Müminler ancak şu kimselerdir ki, Allah'a ve resulüne iman ederler; sonra
hiçbir kuşkuya düşmezler ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda didinirler. İşte bunlardır, özü-sözü birbirine uyanlar." (Hucurat-15) ayetini
ruhunun derinliklerinde işiten seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Vurulduğu anda, "Allah´ım beni şehitlerden eyle!" diyerek işte tam teslimiyet budur dedirten, alnında tertemiz kanı; şehitliğin nişanesi olan: "Allah yolunda
öldürülenlere “ölüler” demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz hissedemezsiniz." ayetini bizlerin tekrar hatırlamasına vesile olan seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Kendisine her baktığımda kendimden utanmama,
"Bugün Allah için ne yaptın?" diye sormama,
Göz doktoru olmayı çok isteyip de olamadığı halde, kalp gözümün kapısını aralamama,
Allah'ı, Peygamberi, ümmeti, cihadı hatırlamama,
Kısacası Furkani hayat yaşamak için karınca misali adım atmama vesile olan seçilmiş kul...
Ve Furkan...
Henüz 19'unda, ümmet topraklarında filizlenen genç fidan...
Allah şehadetini kabul eylesin, Yusuf yüzlü...
Hacer TURHAN
29.05.2012